Sözlükte “tamamlanmak” manasına gelen nefk kökünden türeyen İnfak, “harcamak, tüketmek, karşılık beklemeden vermek” anlamlarına gelse de “para veya malı elden çıkarmak” manasında kullanılır. Peki, detaylı olarak İnfak ne demek? İnfak neden verilir? İnfak kimlere verilir?
İnfak, literatürde harcamak anlamına gelmekle birlikte dini bir terim olarak kullanılır. İnfak nedir diye incelediğimizde dini-ahlaki bir terim olarak değerlendiririz. Kişinin, Allah’ın (c.c) hoşnutluğunu kazanma hedefiyle kendi servetinden, malından harcama yapması, muhtaçlara ayni ve nakdi yardımda bulunmasıdır.
İnfak etmek ne demek dersek tek manasıyla Allah (c.c) rızası için malı veya geliri ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak, harcamaktır.
İnfak kavramının, tasadduk, zekât, fıtır sadakası, kurban, hediye, kullanmaya verme (iâre), vakıf, devlet bütçesinden maaş bağlama gibi birçok çeşidi bulunur.
İnfak etmek, sadece parayla, mal veya mülk ile değil de manevi olarak da değerlendirilmelidir. İnfak, zaman, bilgi ve emek gibi manevi katkıları da içerir.
İnfak, Kur'an-ı Kerim'de sıkça teşvik edilen bir ibadettir ve sosyal dayanışmayı güçlendiren, toplumdaki ekonomik dengesizliği azaltan önemli bir davranış olarak kabul edilir.
Hepimiz biliriz ve inanırız ki insanın sahip olduğu servetin asıl sahibi Allah’tır (c.c). O’nun emanet olarak verdiği bu servetten başkalarına infakta bulunmak gerekir.
Bakara sûresinin ikinci ayetinde Allah’a (c.c) samimiyetle inanan Müslümanların başlıca özellikleri sayılırken iman ve namazın ardından infak ifade edilmiştir. Dolayısıyla, Yüce Rabbimizin kulundaki ibadetle birlikte en hoşuna giden özelliği infak etmesi, yardımda bulunmasıdır.
İnfak, kişinin malını bereketlendirir, gönlünü huzura kavuşturur ve toplumsal bağları güçlendirir. İslam'da, malın bir emanet olduğu ve bu emanetten ihtiyaç sahiplerinin de hakkı bulunduğu vurgulanır.
İnfak anlamı itibariyle ne kadar önemli ki Allah (c.c) rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de defalarca hatırlatma yapıyor. Çünkü kulunun malı ne kadar seveceğini ve cimrilik edeceğini biliyor. Dolayısıyla infak vermenin bir diğer nedeni, sosyal adalet çizgisini korumaktır.
Çünkü; İnfak ile sosyal denge korunur, toplumsal yardımlaşma ve dayanışma ruhu diri tutulur, infak kültürü gelişir ve yaygınlaşır, toplumsal iletişim güçlenir, böylelikle huzur ve güven ortamı oluşur.
Zengin kişinin fakir kimseye maddi olarak yardımda bulunması infak etmektir. İnfak şu kişilere verilebilir;
Fakir ve ihtiyaç sahiplerine
Yetimlere
Borçlulara
Yolda kalmışlara
Allah için ilim tahsil edenlere
Allah yolunda olanlara
İnfak türlerini ikiye ayırırsak farz infak ve nafile infak diyebiliriz. İslam’ın beş temel şartından biri zekat vermektir ve maddi imkanı yerinde olan herkes zekat vermekle yükümlüdür. Nafile İnfak ise gönüllü olarak yapılan sadak ve diğer hayır işleri kapsamında yapılan yardımlardır.
Genel olarak infak etmenin belirli bir zamanla sınırlı olmayan bir ibadet olduğunu söyleyebiliriz. Yani, kişi Allah (c.c) rızası için her zaman infak yapabilir. Ancak mesele zekat ise, nisap miktarına (96 gr. altın veya değeri) ulaşan kişinin malının üzerinden bir yıl geçmesi şarttır.
Nafile infak yani sadaka olarak da yorumlayabileceğimiz yardımlar herhangi bir zamana bağlı değildir. Zaman ve miktar sınırlaması yoktur ve kişi her an birine yardımda bulunabilir.
Ayrıca, toplumsal projeler, yardım kampanyaları, cami, medrese, mescit, su kuyusu gibi çalışmalar için gerekli olduğunda yapılır.
Özel günler ve durumlarda da infak yapılabilir. Örneğin, Ramazan ayı, Bayram günleri, kandil geceleri, mübarek günler veya deprem, sel gibi doğal afet zamanlarında infak verilebilir.
Ayet ve hadisler incelendiğinde dinimiz İslam’ın infak anlayışı oldukça anlaşılır olacaktır. İnfak ile ilgili hadisler bulunmaktadır ve önemi ifade edilmektedir.
Hadislerde aile fertlerine yapılan harcamalar infak kavramıyla ifade edilmiş ve bunun bütün sadakaların en hayırlısı olduğu belirtilmiştir (Müsned, V, 277; Müslim, “Zekât”, 38, 39).
Kur’an’da, varlıklı müslümanların mallarında yoksulların hakları bulunduğunun belirtilmesi (ez-Zâriyât 51/19; el-Meâric 70/24-25) zenginlerin, bir özür sebebiyle çalışamayan veya geliri ihtiyacını karşılamayanlara yardımda bulunmakla yükümlü olduğunu göstermektedir.
İslam en temel anlayışla, Müminlerin her daim imkan dahilinde infak etmesini teşvik eder.
Hikmet kelime anlamı itibariyle, bir insanı iyi olana yönlendiren, çirkin ve kötü olandan alıkoyan sözdür. İnfak eden kişi iyilik eder, kendi kalbini ve ruhunu onarır.
İnfak, İslam'da maddi ve manevi pek çok hikmet barındıran bir ibadettir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde birçok faydası bulunur. Bireyi cimrilik, bencillik ve dünya sevgisinden arındırırken; toplumu dayanışma ve kardeşlik ruhuyla bir arada tutar. Aynı zamanda Allah’ın (c.c) rızasını kazanarak, ebedi hayat olan ahiret mutluluğunu elde etmenin yolunu açar.
Manevi gelişim ve kırılmalarla birlikte kişinin mal sevgisini ve dünyaya aşırı bağlılığını azaltır. Nefis terbiyesine katkıda bulunur, cömertlik ve tevazu gibi güzel ahlak özelliklerini geliştirir.
İnfak, kulun maddi ve manevi olarak yenilenmesi, arınması ve tazelenmesidir. Dünyada mutluluk faydası ve işlenmiş günahlara kefaret olabildiği gibi, Kur’an-ı Kerim’de, infak etmenin insanın hatalarını örten bir amel olduğu belirtilir.
İnfak eden kişinin malı azalmaz, bilakis bereketlenir. Allah, yapılan harcamaları kat kat artıracağını Kur’an’da ifade etmiştir. Sebe Suresi 39. ayette şöyle buyurulur: “Kim Allah yolunda bir harcama yaparsa, Allah ona bunun yerine daha iyisini verir.”
Özetle, infak gibi güzel bir davranışın sosyal adalete, dayanışmayı güçlendirmeye, ihtiyaç sahiplerine destek olmaya, Allah (c.c) rızasını kazanmaya, ahiret yatırımı olmaya gibi birçok faydası bulunur.
İnfak, Allah (c.c) rızası için yapılan bir ibadet olduğu için belirli niyet, yöntem ve hassasiyet durumu vardır. Yani, infak etmenin gerçek fayda sağlaması için usul ve ilkeler bulunur.
Yardımın saflığı ve temizliği oldukça önemlidir. Gösteriş, övülme arzusu ya da belirli bir çıkar amacıyla yapılan yardımların kıymeti azdır. Bu nedenle tamamen Allah (c.c) rızası gözetilerek, kalpten ve temiz bir şekilde infak edilmelidir.
Helal, temiz ve kaliteli mallardan infak edilmelidir. Yani kendi yemediğimiz, giymediğimiz değil de kendimize alır gibi vermeliyiz. Nitekim Yüce Rabbimiz Bakara Suresi 267. ayette “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız ürünlerin temiz olanlarından infak edin.” buyurmaktadır.
İnfak ve yardımlaşmadaki usul ve adapları Kur’an-ı Kerim’de buluruz. Yardım yaparken muhtaç kişinin gururu ve kalbi kırılmamalıdır. Sert bir söz, küçümseme veya başa kakma gibi davranışlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Yüce Rabbimiz Bakara Suresi 264. ayette Ey iman edenler! Başa kakarak ve gönül inciterek yaptığınız iyiliklerin sevabını boşa çıkarmayın.” buyurmaktadır.
İnfak etmenin amacı gönüllülük esasına dayalıdır. İnfak, muhtaçlara maddi yardım yapmanın ötesinde bir sevgi ve şefkat göstergesidir. Bu nedenle gizli yapılması daha hayırlıdır. İnfak gizli mi yapılmalıdır sorusunun cevabını da ayette buluyoruz.
Sadaka ve infak, genellikle gizlice yapılmalıdır. Bu, hem infak edenin kibirden korunmasını hem de muhtaç kişinin onurunun zedelenmemesini sağlar.
Ancak, başkalarına örnek olmak ve hayra teşvik etmek için açıktan infak yapmak da meşrudur.
Yüce Rabbimiz, Bakara Suresi 271. ayette bunun cevabını veriyor ve şöyle buyuruyor:
“Sadakaları açık olarak verirseniz bu ne güzel! Şayet onu yoksullara verirken gizlerseniz bu sizin için daha da hayırlıdır ve sizin bir kısım günahlarınıza kefâret olur. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
İnfak ayetleri, oldukça çoktur. Çünkü Yüce Rabbimiz bizi imtihan etmektedir.
Al-i İmran Suresi 92. ayette şöyle buyurmaktadır: “Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.” Şüphesiz insanın en çok sevdiği şey de malı, mülkü ve parasıdır.
Bakara Suresi 3. ayette şöyle buyurmaktadır: “Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine merzuk kıldığımız şeylerden infak ederler.”
İbrahim Suresi 31. ayette şöyle buyurmaktadır: “Söyle o iman etmiş olan kullarıma: Namazı kılsınlar ve kendilerini merzuk kıldığımız şeylerden gizli ve açık infak etsinler, öyle bir gün gelmeden evvel ki onda ne alım satım var, ne dostluk.”
İnfak ile ilgili ayetler, imtihan halindeki insanoğluna defalarca hatırlatmadır. Kur’ân-ı Kerîm’de infak kavramı bir âyette “yoksul düşme” (el-İsrâ 17/100), yetmişe yakın âyette ise “harcama yapma” anlamında geçmektedir (bk. M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “nefḳ” md.). Hadislerde de infak konusu geniş şekilde ele alınmıştır.
Diğer Yazılar
TÜM YAZILARI OKU