Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dini bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için yapılan bir ibadettir. Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Her yıl Kurban Bayramında kesilen vacip kurbanlarla beraber Müslümanlar çeşitli kurbanlar keserler. Peki, kendisinin kestiği ve vekalet yoluyla yurtiçine veya yurtdışına bağışladığı kurban eti nasıl dağıtılır, kurbanlık eti nasıl pay edilir ve kurbanın kaçta kaçı dağıtılır?
Kurban Bayramında kesilen ve vacip bir ibadet olan kurbanla birlikte Müslümanlar yıl içinde adak, akika, şükür ve ruhuna olarak çeşitli kurbanlar kesebilir. Küçükbaş ve büyükbaş kurbanlık hayvanları kendileri kesip dağıtabildiği gibi dünyanın çeşitli bölgelerinde güvenli gıdaya ulaşamayan, seneden seneye et yiyebilen, açlık ve yoklukla mücadele eden kardeşlerine ulaştırabilir. Kurban eti fakirlere, yoksullara, yolda kalmışlara verilmesi yani kısacası ihtiyaç sahibi birinin boğazından geçmesi en makbul olanıdır.
Vacip Kurban ibadetinde sünnete göre husus 3’te birinin ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasıdır. 3’te biri misafirlere ikram edilir ve diğer 3’te biri ise aile efradı için bırakılır. Kurbanın tamamı dağıtılabildiği gibi, ihtiyaç yoksa hiç dağıtmamak da uygun değildir. Ancak aile nüfusu kalabalık ve kendilerinin ihtiyacı olması hasebiyle hiç de dağıtmayabilir.
Hz. Peygamberimiz (S.A.V) kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10). Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir (Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, IV, 185). Ancak, durumu iyi olan Müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur. Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir.
Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekâlet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, hac ve zekât gibi mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekâlet caizdir. Buradaki temel husus kesim ve dağıtımın yapılacağı yerdeki ‘ihtiyaç’ meselesidir. Yurtdışında yokluk ve yoksulluk içinde yaşayan din kardeşlerimize vacip veya adak / akika / şükür kurban bağışlarınızı ulaştırması için çeşitli kurumlara vekalet verebilirsiniz. Bu konudaki tek şart, bağışlanan kurbanın ilgili kurum tarafından gaye ve fayda ile birlikte İslami usul ve kaidelere göre kesilmesidir. Yine kesilen kurbanın et, sakatat ve derisinin bağış yapılacak muhtaç kimselere ve yerlere ulaştıran kurumun denetimlerden geçen ve güvenilir bir kurum olması gereklidir.
Kurban bağışı alan kurumlar içinde olan İDDEF, bağışlarınızı Afrika, Asya, Balkanlar ve Ortadoğu’daki ülkelerde keserek eşit pay halinde gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Kurban bağışı güvenli gıdaya ulaşamayan, yoksullukla mücadele eden ve fakir olan yerlere yapıldığı gibi, bağımsız kuruluşlarca denetlenen, güven ve şeffaflık içinde kurban kesen, bağışçı ile kurum arasında güven ilişkisi kurulan tüm kurumlara bağış yapılabilir.
Buradaki temel husus kesim ve dağıtımın yapılacağı yerdeki ‘ihtiyaç’ meselesidir. Yurtdışında yokluk ve yoksulluk içinde yaşayan din kardeşlerimize vacip veya adak/akika/şükür kurban bağışlarınızı ulaştırması için çeşitli kurumlara vekalet verebilirsiniz. Bu konudaki tek şart, bağışlanan kurbanın ilgili kurum tarafından gaye ve fayda ile birlikte İslami usul ve kaidelere göre kesilmesidir. Yine kesilen kurbanın et, sakatat ve derisinin bağış yapılacak muhtaç kimselere ve yerlere ulaştıran kurumun denetimlerden geçen ve güvenilir bir kurum olması gereklidir.
Kurban Bayramında kestiğimiz kurbanın etini gerek Müslümanlara gerekse de gayrimüslimlere ikram etmekte hiçbir sakınca yoktur.
Kurban eti kurban kesecek maddi imkanı olmayan kişilere, anne ve baba da dahil olmak üzere akrabalar, tanıdık ve komşulara dağıtılabilir.
Kurban bayramında kesilen kurban eti yenir. Kesilen adak kurbanının etinden ise usûl ve füru yani üstsoy ve alt soy şeklinde ifade ettiğimiz anne, baba, dede ve nineler çocukları ve torunları yiyemez. Adak kurbandan maddi durumu yerinde olan yani zengin kişiler de yiyemez. Adak kurbanının eti yakın veya uzak fakir-fukara, garip-guraba kimselere ulaştırılmalıdır. Akika ve Şükür kurbanı kesen kişi ve ailesi dahil herkes yiyebilir.
Kurban eti lezzet ve yumuşaklık kazanması için en az bir gün dinlenmelidir. Kesilen kurbanın ilk olarak ciğerleri yendiği gibi kavurma yapılabilir. Özellikle Afrika ve Asya’da kesilen kurbanlar veteriner kontrolünün ardından ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. Kurban eti taze kesilip çeşitli yeme örnekleriyle birlikte dinlenmeye bırakılarak kesilmesi ve parçalanması kolaylaştırılabilir.
Kurban bayramı için etlerin kesimi kadar kesimden sonraki dinlendirmesi de çok önemlidir. Yapılan yanlışlardan birisi ilk gün kesilen etlerin hemen tüketilmesidir. Çünkü tüketilen et sert ve lezzetsiz olur. Birinci kalite etler bonfile, antrikot, biftek ve pirzola tarzı etlerdir. Bu etler mangal yani ızgarada pişirilen etlerdir. İkinci sınıf etler ise suda veya haşlama yapılabilecek tencere yemeklerinden oluşur. Üçüncü kalite etler de but denilen yemeklerdir ve çok sert oldukları için uzun saatler pişirilen etlerdir. Etler olgunlaştırılarak, yumuşatılarak ve marina edilerek pişirilir.
Kurban eti coğrafi, sosyal ve ekonomik şartlara göre saklanma çeşitliliği gösterir. Türkiye’de küçükbaş hayvanın eti kavurma yapılarak konservelerde saklandığı gibi, buzdolabının dondurucu (difriz) bölümüne et, kıyma, kuşbaşı olarak da konulabilir. Güvenli gıdaya ulaşamayan, eti seneden seneye yiyebilen bölgelere sahip olan Afrika’da ise elektrik olmayan yerlerde et günübirlik tüketilmek zorunda kalındığı gibi kurutularak da ilerleyen zaman dilimlerinde yenilir.
Kurban eti kesildikten hemen sonra tüketilmemelidir. İlk 24 saat ölüm katılığı (rigormortis) denilen durum ortaya çıkar. Bu katılık proteinin sindirimini zorlaştırır. Bu yüzden et dinlendirilmeli ve bir gün sonra tüketilmelidir. Kırmızı et, protein açısından çok zengin olduğu için çok çabuk bozulma riski taşımaktadır. Bu sebep ile uzun süreli saklama koşullarına çok dikkat edilmelidir. Buzlukta -4 derecede en fazla 1 hafta, derin dondurucuda -30 derecede en fazla 3 ay saklanmalıdır. Derin dondurucuda parça etleri 6-12 ay, kıymayı 3-4 ay, sakatatları 2-3 ay saklayabilirsiniz.
Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), veda haccında Hz. Ali’ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve bunların derileri ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir (Müslim, Hac, 348; Buhârî, Hac, 120, 121; Ebû Dâvûd, Menâsik, 21). Buna göre kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için ücret olarak verilmesi caiz değildir (İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 203). Derinin satılması hâlinde bedelinin yoksullara verilmesi gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 165). Ancak kurbanın derisi, bir yoksula veya hayır kurumuna bağışlanabileceği gibi, evde namazlık, kalbur ve benzeri ev eşyası yapılarak kullanılmasında da bir sakınca yoktur (Kâsânî, Bedâi‘, V, 81; Merğînânî, el-Hidâye, VII, 164).
Elbette ki vacip bir ve mali bir ibadet olması hasebiyle kurban ilk olarak paylaşmanın güzelliğini ve bereketini yaşamaktır. Zengin fakire umut olmasıdır. Toplumda eşitliği ve kardeşliği pekiştirir. Kurban; kardeşlik duygularının pekişmesi, ihtiyacı olana yardım edilmesi ve de yoksul ve mazlum kimselerin de et yiyebilmesini sağlayabilmek için kesilir. Mali bir ibadet olan kurban ibadeti sayesinde birbirine çok yakın veya çok uzak coğrafi bölgelerde olan Müslümanlar kalben birbirine yakınlaştığı gibi, yoksul kimseler de et yiyebiliyor.
Diğer Yazılar
TÜM YAZILARI OKU