Kurban kesmek farz mı ya da vacip mi sorusundan önce farz ve vacip arasındaki farkı iyi anlamamız gerekiyor. Farz, kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde ortaya çıkma, gerçekleşme, belgelenme anlamlarını taşıyan sübut; kesin olan delillerle Allah (c.c.) veya Rasûlünün (S.A.V) emrettiği şeylerdir. Vacip ise sözlük anlamı itibariyle sabit, lazım, var ve gerekli olan şey demektir. Hanefiler kati delille sabit olan hükme farz, zanni delille sabit olan hükme vacip diyerek ikili bir ayrım yapmışlardır. Ancak ne kadar açıklamada ayrım kelimesi geçse de Hanefiler, vacibin de farz gibi kesin olarak yapılması gerektiğini ifade eder. Hatta çoğu yerde vacip, ameli farz olarak da adlandırılır. Fıkıh kitaplarında vacip denildiği zaman farz anlaşılır. Ayrım ilim adamları, araştırmacılar için sonuçlarını değerlendirmek açısından önemlidir. Yani Rabbimizden emir ve kaynağı kesindir. Şüphe yoktur. Anlaşılması bakımından kati mi zanni mi bu yönüyle değerlendirilir ve bu da teknik bir ifadedir.
Peki, kurban kesmek farz mıdır vacip midir? Örneğin Kurban Bayramı’nda kesilen kurban vacip bir ibadettir. Yurtdışı vacip kurban organizasyonu ise Kurban Bayramı’nda yapılan programdır. Kurban Bayramı’nda kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir. Mezheplerin çoğuna göre, udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. Hanefi mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. Kurban bayramında kurban kesmek farz mı diye baktığımızda vacip karşımıza çıkar. Ancak fıkıh ilminde fakihlerin çoğunluğuna göre bu ayrıma gerek yoktur. Farz da vacip de Rabbimizin kesin emridir.
Mali ibadetler kurban, fıtır sadakası ve zekattır. Zekat farzdır, kurban ve fıtır sadakası vaciptir. Adak, akika, şükür, sadaka, ruhuna gibi nafile kurbanlar sünnettir. Her yıl Kurban Bayramı’nda ise vacip kurbanı kesilir. Peki, kurban kesmenin şartları nelerdir? İlk şart Müslüman olmaktır. Buluğ çağına ermiş, akıl bali yerinde, nisap miktarı para ve mala sahip kişi kurban keser. Kurban kesmenin şartları nedir? sorusuyla birlikte asli ihtiyaçları dışında 96 gram altını veya bu miktar değerinde mal ve parası olan Müslüman, nisap düzeyine ulaşmış olup kurban kesmekle yükümlüdür. Kurbanda nisap miktarının üstüne çıkılmasıyla birlikte ne nema yani artırıcı mal şartı ne de üzerinden yıl geçmiş olma şartı aranır. Örneğin bir Müslüman Kurban Bayramı’ndan bir gün önce nisap miktarı mala sahip olursa bayramda kurban kesmekle mükelleftir.
kurban kesmek vacip mi ve kurban kimlere vaciptir. Kurban, asli ihtiyacı dışında nisap miktarı birikimi (yani 96 gr altın veya değerinde mal varlığı) olan kişilere vaciptir. Yiyecek, bir yıllık geçimini sağlayacak malı, evi, arabası olan kişinin kurban kesmesi gerekir. Ev, araba asli ihtiyaçtır. Arabası olmayan kişi kurban kesmez diye bir şey yoktur. İmkanı vardır ama arabası yoktur o kişi kurban kesebilir. Örneğin bir kişinin 200 bin TL’lik borcunun yanı sıra 400 bin TL’lik bir arsası var. Arsayı satıp borcunu kapatıp 200 bin TL de kendine kaldığı için kişinin kurban kesmesi vaciptir. Kurban aynı zamanda Müslüman olan, buluğ çağına ulaşmış, akıllı ve hür olan kimselere vaciptir.
Kurban, yakınlaşmak demektir. Dolayısıyla Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla kesilen kurbanın fazileti büyüktür. Hem Allah’a olan şükürle birlikte hem de yoksul kimsenin et yemesini sağlayarak önemli bir yardımda bulunulur. Yüce Allah (c.c.) Hac Suresi 37. ayette “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.” buyurmaktadır. Kişi kurban kesmenin faziletine mazlum ve mağdur kimselere ulaştırdığı etin mutluluğu ve Allah’a şükrün ifadesini yerine getirmekle faziletli bir ibadet yapmış olur. Kur’an’daki ayetler, hadis ve sünnetler İslam dininde Allah rızası için kurban kesmenin faziletini ortaya koyar.
Bakara Suresi
“Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.” (Bakara 2/196)
Hac Suresi
Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: “Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 22/28), “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hac, 22/34),
“Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac, 22/36-37)
Kevser Suresi
Şüphesiz biz sana Kevseri verdik.
O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes. (Kevser Suresi Ayet 1-2)
Fetih Suresi
Onlar, inkar edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık. (Fetih 25)
Saffat Suresi
Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. (Saffat 107)
Maide Suresi
“Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim.’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.’ dedi…” (Mâide 5/27)
– Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kabe’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki adil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mulak güç sahibidir, intikam sahibidir. (Maide 95)
– Allah; Ka’be’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı , hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir. (Maide 97)
Diğer Yazılar
TÜM YAZILARI OKU