Ramazan Sadece Oruç Tutma Ayı Değildir, Paylaşma Ayıdır

Başı rahmet, ortası mağfiret sonu ise cehennemden kurtuluş olan Ramazan ayının rahmet ve bereketini yaşadığımız şu günlerde, sağlık yönünden herhangi bir engeli olmayan her Müslüman’ın tutmakla yükümlü olduğu farz ibadet olan oruç, yoksul kimseleri anlamamıza vesile olduğu gibi paylaşma duygusuyla kardeşliği pekiştirir. İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu (İDDEF) de Ramazan 2022 yardım çalışmalarını ‘İyilik Seninle’ sloganıyla gerçekleştirirken, Türkiye ve 40 ülke 263 bölgede hayırseverlerin emaneti olan kumanya, zekat, fitre, fidye ve diğer bağışları İslam beldelerindeki ihtiyaç sahibi kardeşlerimize teslim ediyor.  

Aynı zamanda İDDEF tarafından hazırlanan ‘İnsana Değer’ programında ise birbirinden değerli konuklar ağırlanırken, Ramazan ayının nasıl değerlendirilmesi gerektiği, zekat, fitre ve fidye bağışlarının önemi, İDDEF’in dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği eğitim ve insani yardım çalışmalarının neler olduğu ve nasıl ilerlediği gibi konular anlatılıyor. İnsana Değer programına konuk olan İLKSEÇ Vakfı Başkanı Ali Ulvi Uzunlar Hocaefendi, Ramazan'ı verimli olarak değerlendirmek için neler yapılması gerektiği ve yurt dışı çalışmalarının sahabedeki karşılığı üzerine önemli açıklamalarda bulundu.

Ramazan’ın yardımlaşma ve dayanışma ayı olduğuna dikkat çeken Ali Ulvi Uzunlar Hocaefendi, “Ramazan sadece oruç tutma ayı değildir, paylaşma ayıdır. Bu vesileyle sosyal açıdan baktığımız zaman birilerini evimize çağıramıyoruz ama fakir fukara bildiğimiz insanlara yardım ve desteklerimizi gönderebiliriz. Bunu ihmal etmemek lazım. Bu yurt içinde olur veya yurt dışında olur. Şunu net bir şekilde bilmek gerekiyor. Türkiye dışında Müslümanım diyen nice ülkelerde bizim bir sofrada bulduğumuz yiyeceği bir hafta içinde bulamayan insanlar var. Koronavirüs nedeniyle ülkemizde de işsiz kalan insanlar var. Ekonomik dar boğazda olan, borcunu ödeyemeyen, faturalarını ödeyemeyen insanlar da var. Biz bunları bile bile bir elimiz balda bir elimiz yağda yaşayamayız. Mutlaka paylaşmasını bilmemiz lazım” dedi.

İDDEF’in dünyanın dört bir yanında yaptığı İslami eğitim çalışmalarına değinen Ali Ulvi Uzunlar Hocaefendi önemli tespitlerde bulunarak şunları söyledi:

“Buradan giden yardımlardan anlıyoruz ki buradaki insanlar da oradaki insanlara ilgi duyuyor. Oradaki yetim için üzülüyor ve ona yardım etmek istiyor. Oradaki okuyamayan ilimden mahrum kalmış olan köydeki çocuklarımıza kız ve erkeklerimize sahip çıkma duygusuna sahip. Vatandaş diyor ki orada bir medreseyi ben yapayım diyor. Oradaki medresenin giderlerini ben üstleneyim diyor. Yani burada kendi ülkesi varken orayı da ihmal etmiyor. Elbette bu insanlar burasını açık açık söylemek isterim. Orada medrese yapan insanlar ülkemizde kesinlikle daha fazlasını yapıyordur. Yani burayı ihmal ederek oraya gitmiyordur. Kendi akrabalarında kendi çevresinde en çok yardım eden kimse aynı insanlar yurt dışını ihmal etmiyorlar”