Minarenin hemen yanındaki mango ağacı inşaat süresince titizlikle korundu.
İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu (İDDEF) Batı Afrika ülkesi Gine’nin başkenti Konakri’de 2010 yılında temelini attığı ve 2017’de açılışını gerçekleştirdiği Mahmud Ustaosmanoğlu Külliyesi içerisindeki 2. Abdülhamid Han Camii, Medrese, Eğitim Merkezi, misafirhane ve aşevi eserleriyle eğitim çalışmalarında çığır açarken, külliyenin yapılışının derin hikayesi ise dinleyen herkesi etkiliyor. Bir Osmanlı padişahı adına Afrika kıtasında yapılan ilk cami olma özelliğini taşıyan 2. Abdülhamid Han Camii’nin avlusundaki mango ağacı hikayenin ilk sembolü.. ağacın altında edilen dua ise her şeyin başlangıcı… rüya adım, ortaya konulan üstün gayret ise herkese örnek olacak nitelikte… İşte İDDEF İcra Kurulu Üyesi Muhammed Taşören Hocaefendi’den dinlediğimiz muhteşem eserin, muhteşem hikayesi;
Mango ağacı ve üzerindeki meyveler önemli hadiselere şahit oldu. Edilen dualara, Allah’ın kelamına, gözyaşlarına ve uzun yıllar sabırla beklenen güzelliklere şahit oldu. İDDEF olarak, 2010 yılından bu yana eğitim ve insani yardım çalışmaları yaparak Gine’deki hizmetimizi sürdürüyoruz. Yüzde 98’i Müslüman ama eğitim seviyesinin yüzde 13’lerde olduğu ülkede eğitime ulaşmada büyük sıkıntılar yaşanıyor. Halbuki her Müslüman'ın dinini öğrenmesi ve doğru bir eğitim alması gerekir. Ama bunu öğretecek hocaya ihtiyaç var, fiziki mekanlara ihtiyaç var. Yani kısacası hem maddi hem manevi çalışmaya ihtiyaç var. Bu vesileyle Mahmud Ustaosmanoğlu Külliyemizi inşa ettik. Camisi, bahçesi ve etrafıyla birlikte son döneminde son derece önemli bir hizmete ev sahipliği yapıyor.
Bu külliye ve caminin yapımında yaşanan bir dua, bir vaka ve bir rüya var. Allah (cc) her şeyi bir sebebe bağladı. Yağmurun yağması ve dinmesi için bulutu, meyvenin olabilmesi için ağaçları sebep kıldı. Yüce Rabbimiz burada bir külliyenin yapılmasını murat etti ki işte bu üç sebep tecelli etti. Bunlardan ilki duaydı. 30 yıllık bu mango ağacının altında yıllarca içten dualar edildi. Burada henüz hiçbir bina yokken, tabiri caizse burası bir mezbelelik ve metruk iken tam bu ağacın altında yaşlıca bir hocaefendi vardı. Bu hocaefendi tam 25 yıl boyunca burada ücretsiz olarak gönülden bu mahallenin çocuklarına Kur’an-ı Kerim öğretiyordu. Hocaefendi ders verirken samimiyetle şöyle dua ediyordu: “Ya Rabbi ne olur ben bu çocukları bu ağacın altında okutuyorum ama bu şartlar çok uygun değil. Allah’ım, senden istiyorum, talep ediyorum, ne olur burada bir cami olsun, bir medrese olsun, fiziki anlamda şartlarımız teşekkül etsin, bu çocuklarımızı, yavrularımızı o mekanlarda okutalım. Üstü kapalı olsun, sesten, gürültüden, tozdan uzak abdestini alabileceği mekanlar olsun.”
Bugün o mango ağacının altında medresede, eğitim merkezinde ve Camide eğitim alan talebeler nefes alıyor.
İşte bu hocaefendi her derste 25 yıl boyunca böyle içten dua etti. Bugünkü bu güzel eserin ortaya çıkışının ilk sebebi budur.
İkinci sebep 2009 yılında İDDEF İcra Kurulu Başkanı Mehmet Turan Hocaefendi Gine’ye gider. Geldiğinde cuma vaktidir. Cuma kılmak için bir mahalle mescidine giderler. Türkiye'deki gibi hayal etmeyelim. Son derece teşekküllü camiler yok. Yağmur dönemleri ise Gine’de etkili yağışlar olur. Mescitte her yer dolu ve dışarıda bekleyenler olmasına rağmen misafir diye Mehmet Turan Hocaefendi içeriye alınır. Dışarıdaki insanlar ise yoğun yağmura rağmen dışarıda saf tutarak namazlarını kılar. Turan Hocaefendi bu manzara karşısında etkilenir ve, ‘Allah’ım bize bir imkan nasip edersen bu topraklara bir cami inşa edelim’ diye dua eder. İkinci sebep yaşanan bu hadisedir.
Üçüncü sebep ise rüyadır. Kıymetli bir hayırseverimizin rüyasında kendisinden bir mescit yapılması istenir ve rüyasını ortağına anlatır. O da İsmailağa camiamızın yurtdışı hizmet birimi İDDEF’in olduğunu birçok ülkede mescit, medrese, cami gibi su kuyusu, kurban ve Ramazan çalışmaları yaptığını söyler. Konu Mehmet Turan Hocaefendi’ye anlatılınca onun da aklına Gine’de yaşadığı hikaye ve bulunduğu niyaz aklına gelir. Devamında Gine’nin devlet erkanıyla görüşmeler yapılır ve arazi tahsis edilir. Yaklaşık 7 yıl süren hummalı çalışmalar, atlatılan badireler ve gayretlerle 2009’un sonu 2010 yılının başı gibi Mahmut Ustaosmanoğlu Külliyesi yoğun bir katılımla hizmete açılır.
Talebe okuttuğu yıllarda her gün dua eden Hocaefendi inşaat sürecinde mango ağacının altında neredeyse her gün ağlıyordu, gözyaşı döküyordu. Kendisi maalesef açılışa 6 ay kala vefat etti.
Hikayenin devamını ise İDDEF İcra Kurulu Başkanı Mehmet Turan Hocaefendi’den dinleyelim:
“Gine Konakri’deki Mahmud Ustaosmanoğlu Külliyemizin temelinin öncesinde yapıya karar verdik ve orada bir Mango ağacı vardı. Bir kardeşimiz ‘inşaat yaparken aman bu mango ağacını koruyalım’ dedi. Biz o ara zannettik ki yeşillik olsun diye dediler. Zaten büyümüş güzel bir ağaç hiç kesermiyiz. Sıradan bir talep olduğunu düşündük fakat ne zaman ki külliyemiz içerisine 2. Abdülhamid Han Camii, medrese, aşevi, misafirhane vs yapıldı bir amacımızı mango ağacı altında ağlarken gördüm. Mühendimisimiz zannettik ki paraya ihtiyacı var ve çıkardı para verdi. Hayır diyerek parayı almadı. Neden ağladığını sorduk. Yaşlı bir amcamızdı ve yaklaşık 7 yıl önce vefat etti. ‘Ben yaklaşık 25-30 yıl önce bu mango ağacının altında ders veriyordum. O zamanlar hep dua ediyordum. Ya Rabbim bu talebelere bu halka buradaki Müslümanlara güzel bir ibadethane nasip et diyordum. Bu duanın hayal edemediğim derecede çok devasa bir yapının buraya yapıldığını görünce Rabbim benim dünyada yaşamayı gerektirecek bir şeyim kalmadı. O duyguyla ağlıyorum’ dedi. Bu olaydan 5-6 ay sonra da bu kardeşimiz vefat etti. Allah’ımız bu amcamızın duasını kabul etti ki bu eseri oraya yaptırdı.”
Diğer Haberler
TÜM HABERLERİ OKU